multiple
01
çoklu
consisting of or involving several parts, elements, or people
Örnekler
The project required multiple steps to complete successfully.
Projenin başarıyla tamamlanması için birden fazla adım gerekiyordu.
She wore multiple layers to stay warm in the cold weather.
Soğuk havada sıcak kalmak için birden fazla kat giydi.
1.1
çoklu
(of a sickness, injury, condition, etc.) affecting several areas, instances, or occurring simultaneously or repeatedly within the body
Örnekler
Multiple sclerosis is a condition with complex and varied effects on the nervous system.
Multipl skleroz, sinir sistemi üzerinde karmaşık ve çeşitli etkileri olan bir durumdur.
The scan revealed a multiple rupture of the Achilles tendon.
Tarama, Aşil tendonunun çoklu yırtılmasını ortaya çıkardı.
1.2
çoklu, çeşitli
having many different aspects, functions, or traits
Örnekler
The project needed a multiple strategy to tackle the various challenges effectively.
Proje, çeşitli zorlukları etkili bir şekilde ele almak için çoklu bir stratejiye ihtiyaç duydu.
Life is very multiple, filled with a variety of responsibilities and experiences.
Hayat çok çeşitlidir, birçok sorumluluk ve deneyimle doludur.
Multiple
Örnekler
Twelve is a multiple of three, as 3 times 4 equals 12.
On iki, üçün bir katıdır çünkü 3 kere 4 eşittir 12.
Fifty is a multiple of ten, making it easy to divide.
Elli, onun bir katıdır, bu da bölmeyi kolaylaştırır.
Örnekler
The company is one of the largest food multiples in the country, with stores in every major city.
Şirket, ülkenin en büyük gıda zincirlerinden biridir ve her büyük şehirde mağazaları bulunmaktadır.
Many consumers prefer shopping at multiples because of their convenience and wide selection.
Birçok tüketici, kolaylıkları ve geniş seçenekleri nedeniyle alışveriş yapmayı şubelerde tercih ediyor.
