moving
Örnekler
The moving speech by the survivor brought tears to the eyes of everyone in the audience.
Hayatta kalan kişinin duygusal konuşması, salondaki herkesin gözlerini yaşarttı.
The film's moving portrayal of love and loss left a deep impact on its viewers.
Filmin aşk ve kaybın dokunaklı tasviri izleyiciler üzerinde derin bir etki bıraktı.
02
hareket eden
involving motion or movement
Örnekler
The moving train traveled swiftly along the tracks.
Hareket halindeki tren raylar boyunca hızla ilerledi.
The moving clouds drifted across the sky, constantly changing shape.
Hareket halindeki bulutlar gökyüzünde süzülüyor, sürekli şekil değiştiriyordu.
03
(of a sequence of still images) displayed rapidly so they blend into the appearance of continuous motion
Örnekler
The museum exhibit included an early moving display that showed city traffic in the 1920s.
Müze sergisi, 1920'lerdeki şehir trafiğini gösteren erken bir hareketli ekran içeriyordu.
He collected antique devices that produced moving images from hand‑painted frames.
Elle boyanmış karelerden hareketli görüntüler üreten antika cihazlar topladı.
Leksikal Ağaç
movingly
nonmoving
unmoving
moving
move
