Mint
01
nane
leaves of a mint plant
02
nane
an aromatic plant that grows in temperate regions, the leaves of which are used in cooking
Örnekler
She loves the refreshing taste of mint in her iced tea on a hot summer day.
Sıcak bir yaz gününde buzlu çayındaki nanenin ferahlatıcı tadını seviyor.
They use mint leaves to garnish their chocolate chip ice cream for a delightful contrast.
Çikolata parçalı dondurmalarını lezzetli bir kontrast için nane yapraklarıyla süslüyorlar.
03
bir çok, bir miktar
(often followed by `of') a large number or amount or extent
04
darphane, para basım evi
a plant where money is coined by authority of the government
05
nane şekerlemesi, nane aromalı şeker
a candy that is flavored with a mint oil
06
nane, nane ailesine ait herhangi bir bitki
any member of the mint family of plants
mint
01
nane yeşili
having a pale and refreshing shade of green, resembling the color of mint leaves
Örnekler
The kitchen towels added a pop of color with their mint design.
Mutfak havluları, nane desenleriyle bir renk patlaması ekledi.
Her sundress was a delightful mint shade, perfect for a summer day.
Onun yaz elbisesi, yaz günü için mükemmel olan nefis bir nane tonundaydı.
02
yepyeni, taze
as if new
03
excellent, very good, or of high quality
Dialect
British
British
SlangÖrnekler
That new café is proper mint.
Your bike looks mint, where did you get it?
to mint
01
damga vurmak, basmak
form by stamping, punching, or printing
02
çok para kazanmak, para basmak
to make a lot of money, often quickly or easily
Örnekler
She started her own business and is really minting money now.
Kendi işini kurdu ve şimdi gerçekten para basıyor.
With the new app, he managed to mint a fortune.
Yeni uygulama ile bir servet kazanmayı başardı.
Leksikal Ağaç
mintage
minty
mint
