Mendicant
01
dilenci
a person who begs other people for food and money
Örnekler
The mendicant approached passersby, asking for spare change and food.
Dilenci, yoldan geçenlere yaklaştı ve bozuk para ve yiyecek istedi.
In medieval times, mendicants often traveled from town to town seeking alms.
Orta Çağ'da, dilenciler genellikle kasabadan kasabaya dolaşarak sadaka ararlardı.
02
dilenci, dilenci keşiş
a male member of a religious order, such as the Franciscans, Dominicans, or Augustinians, who lives by begging and relies solely on donations for sustenance
Örnekler
Mendicants depended entirely on the generosity of others.
Dilenciler tamamen başkalarının cömertliğine bağımlıydı.
Mendicant orders flourished in medieval Europe, preaching and serving the poor.
Mendikant tarikatları ortaçağ Avrupası'nda gelişti, fakirlere vaaz verip hizmet ederek.
mendicant
01
dilenen
surviving by begging, either by choice or necessity
Örnekler
Mendicant pilgrims lined the temple steps, seeking food and shelter.
Dilenci hacılar tapınak basamaklarını sıraladı, yiyecek ve barınak arıyordu.
The city struggled to manage its growing mendicant population.
Şehir, artan dilenci nüfusunu yönetmekte zorlandı.



























