Matron
01
matron, orta yaşlı hanımefendi
a married, typically middle-aged woman, often with children, who embodies a serious and conventional presence in social or domestic settings
Örnekler
The matron presided over the family gathering with quiet authority.
Matron, aile toplantısını sakin bir otoriteyle yönetti.
She had the air of a matron, composed and proper in every setting.
Her ortamda sakin ve uygun bir matron havası vardı.
02
matron, kadın sorumlu
a woman in charge of domestic or female affairs, particularly in institutions like schools, hospitals, or prisons
Örnekler
The matron oversaw the care of patients in the hospital ward.
Matron, hastane koğuşundaki hastaların bakımını denetledi.
She served as the matron of the boarding school, responsible for the welfare of the female students.
Yatılı okulun matronu olarak görev yaptı, kız öğrencilerin refahından sorumluydu.
03
kadın gardiyan, kadın nezaretçi
a woman in charge of supervising female prisoners in a prison
Örnekler
The prison matron ensured that all inmates followed the daily schedule.
Gardiyan kadın, tüm mahkûmların günlük programı takip etmesini sağladı.
As matron, she oversaw the welfare and discipline of the women's ward.
Müdire olarak, kadın koğuşunun refahını ve disiplinini denetledi.
