to marvel
01
hayret etmek
to feel amazed or puzzled by something extraordinary or remarkable
Transitive: to marvel at sth | to marvel that
Örnekler
She marvels at the beauty of the sunset, its vibrant colors painting the sky.
Gün batımının güzelliği karşısında hayran kalır, canlı renkleri gökyüzünü boyar.
We marveled that they endured the harsh winter conditions in the wilderness without any supplies.
Hiçbir malzeme olmadan vahşi doğada sert kış koşullarına dayandıklarına hayret ettik.
Marvel
Örnekler
The new architectural design was a marvel, blending modern aesthetics with environmental sustainability.
Yeni mimari tasarım, modern estetiği çevresel sürdürülebilirlikle harmanlayan bir harikaydı.
The scientist 's groundbreaking research was hailed as a marvel in the field of medicine.
Bilim insanının çığır açan araştırması, tıp alanında bir harika olarak selamlandı.



























