magnificently
01
muhteşem bir şekilde, görkemli bir şekilde
with impressive beauty or grandeur
Örnekler
The cathedral was magnificently lit for the evening service.
Katedral, akşam ayini için muhteşem bir şekilde aydınlatılmıştı.
They entered a room magnificently adorned with gold leaf and velvet drapes.
Altın varak ve kadife perdelerle muhteşem bir şekilde süslenmiş bir odaya girdiler.
02
muhteşem bir şekilde, harika bir şekilde
in an outstanding or impressive manner
Örnekler
She performed magnificently in the final round of the competition.
Yarışmanın final turunda muhteşem bir performans sergiledi.
Despite the odds, the team defended magnificently.
Zorluklara rağmen, takım muhteşem bir şekilde savundu.
Leksikal Ağaç
magnificently
magnificent
magnific
