lowly
Örnekler
Despite starting in a lowly position, she worked her way up to become the CEO.
Düşük bir pozisyonda başlamasına rağmen, CEO olana kadar çalıştı.
He began his career in a lowly position as a janitor.
Kariyerine bir hademe olarak düşük bir pozisyonda başladı.
lowly
01
yumuşak bir şekilde, alçak
in a soft or subdued manner, often referring to volume or tone
Örnekler
She sang lowly, her voice barely rising above the murmur of the crowd.
O alçak sesle şarkı söyledi, sesi kalabalığın uğultusunun zar zor üzerine çıkıyordu.
The wind blew lowly, barely making a sound as it brushed past the window.
Rüzgar yavaşça esiyordu, pencerenin yanından geçerken zar zor bir ses çıkarıyordu.



























