to latch on
[phrase form: latch]
01
sonunda anlamak, kavramak
to finally understand something, usually after some initial difficulty
Örnekler
It took him a while to latch onto the concept, but he eventually got it.
Kavramı kavraması biraz zaman aldı, ama sonunda anladı.
The new software was complicated at first, but I eventually latched on.
Yeni yazılım başta karmaşıktı, ama sonunda anlamayı başardım.
02
tutunmak, bağlanmak
to develop a strong interest in or affection for someone or something
Örnekler
My daughter latched onto the new video game and would n't stop playing it.
Kızım yeni video oyununa tutundu ve oynamayı bırakmak istemedi.
The puppy latched on to its new owner and never left his side.
Yavru köpek yeni sahibine bağlandı ve onu asla bırakmadı.
03
sıkıca tutunmak, yapışmak
to become firmly attached to something or someone
Örnekler
The child latched on to her mother's arm and refused to let go.
Çocuk annesinin koluna yapıştı ve bırakmayı reddetti.
The magnet clung tightly to the metal surface, refusing to let go and latched on.
Mıknatıs, metal yüzeye sıkıca yapıştı, bırakmayı reddetti ve tuttu.
