lackluster
01
fersiz
(of hair or eyes) without shine, sheen, or brightness
Dialect
American
Örnekler
Her hair looked lackluster after several days without washing, losing its usual shine.
Birkaç gün yıkanmadıktan sonra saçları donuk görünüyordu, olağan parlaklığını kaybetmişti.
The model 's eyes appeared lackluster in the dim light, lacking their typical sparkle.
Modelin gözleri loş ışıkta donuk görünüyordu, alışılmış parlaklıklarından yoksundu.
Örnekler
Her lackluster presentation did not leave a lasting impression on the audience.
Onun vasat sunumu izleyiciler üzerinde kalıcı bir etki bırakmadı.
Despite the company 's promises of a revolutionary product, the launch turned out to be lackluster, offering nothing new to the market.
Şirketin devrim niteliğinde bir ürün vaatlerine rağmen, lansman vasat çıktı ve pazara yeni bir şey sunmadı.
Leksikal Ağaç
lackluster
lack
luster



























