lacking
la
ˈlæ
le
cking
kɪng
king
British pronunciation
/lˈækɪŋ/

"lacking"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

lacking
01

eksik, yetersiz

not having a necessary amount of something
lacking definition and meaning
example
Örnekler
The lacking resources hindered the completion of the project.
Eksik kaynaklar, projenin tamamlanmasını engelledi.
The team ’s strategy was lacking effective communication.
Takımın stratejisi etkili iletişim eksikliği çekiyordu.
02

eksik, yok

missing or not present when needed or expected
example
Örnekler
I feel like there is something lacking in life.
Hayatta eksik bir şeyler olduğunu hissediyorum.
The movie was enjoyable, but it was lacking in originality.
Film keyifliydi, ama özgünlükten yoksundu.
03

yoksun, eksik

(of people) not having enough of a particular quality or trait
example
Örnekler
She is lacking in patience when dealing with difficult customers.
Zor müşterilerle uğraşırken sabır eksikliği yaşıyor.
John is lacking in empathy, making it hard for him to connect with others.
John empati eksikliği yaşıyor, bu da onun başkalarıyla bağ kurmasını zorlaştırıyor.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store