abstemious
01
perhiz yapan
avoiding too much consumption of alcoholic drinks or food
Örnekler
John is known for his abstemious lifestyle, opting for a balanced diet and moderate portions.
John, dengeli bir diyet ve ölçülü porsiyonlar seçerek ölçülü yaşam tarzı ile tanınır.
Despite the tempting array of desserts, she remained abstemious and chose a piece of fruit instead.
Tatlıların cazip çeşitliliğine rağmen, o ölçülü kaldı ve bunun yerine bir parça meyve seçti.
02
perhizkar, ölçülü
not doing things that are enjoyable
Örnekler
In their spiritual journey, they embraced an abstemious approach, letting go of material attachments and focusing on inner growth.
Ruhsal yolculuklarında, maddi bağlılıkları bırakarak ve içsel büyümeye odaklanarak ölçülü bir yaklaşım benimsediler.
Through abstemious practices such as meditation and asceticism, she sought to cultivate a stronger spiritual connection.
Meditasyon ve çilecilik gibi ölçülü uygulamalar aracılığıyla, daha güçlü bir manevi bağ kurmaya çalıştı.
Leksikal Ağaç
abstemiously
abstemiousness
abstemious
abstain



























