jangling
01
tiz ses çıkaran, şangırtılı
producing a harsh, discordant sound, often characterized by a series of clashing or clinking noises
Örnekler
With each step, the jangling keys hanging from his belt announced his presence.
Her adımda, kemerinden sarkan şakırtılı anahtarlar varlığını duyurdu.
As he walked, the rhythmic sound of jangling coins emanated from his pocket.
Yürürken, cebinden şıkırtılı paraların ritmik sesi yayılıyordu.



























