jagged
01
dişli, düzensiz
having rough, uneven, and sharp points or edges
Örnekler
The jagged rocks along the coastline posed a hazard to passing ships.
Sahil boyunca uzanan girintili çıkıntılı kayalar, geçen gemiler için bir tehlike oluşturuyordu.
The torn piece of paper had jagged edges from rough handling.
Yırtık kağıt parçasının, sert muameleden dolayı girintili çıkıntılı kenarları vardı.
02
keskin, düzensiz
having a harsh or uneven character, as in sound, rhythm, or style
Örnekler
The song 's jagged rhythm gave it a tense energy.
Şarkının girintili çıkıntılı ritmi ona gergin bir enerji verdi.
His jagged handwriting was hard to read.
Onun girintili çıkıntılı el yazısı okuması zordu.
Leksikal Ağaç
jaggedly
jaggedness
jagged
jag



























