introductory
01
giriş, tanıtıcı
designed to introduce or provide a basic foundation on a subject or activity, typically for beginners or those with no prior experience
Örnekler
The university offers several introductory courses for students new to programming.
Üniversite, programlamaya yeni başlayan öğrenciler için birkaç giriş dersi sunmaktadır.
The instructor recommended some introductory books for those unfamiliar with the subject.
Eğitmen, konuya aşina olmayanlar için bazı giriş kitapları önerdi.
02
önsöz niteliğinde
presented before the main subject, topic, etc. to provide context or familiarize
Örnekler
The introductory chapter of the book provides background information on the topic.
Kitabın giriş bölümü konu hakkında arka plan bilgisi sağlar.
The introductory lecture gave an overview of the course content.
Giriş dersi, kurs içeriğine genel bir bakış sağladı.
03
tanıtım, başlangıç
(of a price, offer, etc.) available for a limited time when a product or service is first launched or introduced
Örnekler
The new smartphone is available at an introductory price for the first month.
Yeni akıllı telefon, ilk ay için bir tanıtım fiyatıyla mevcut.
They are running a special introductory offer on gym memberships for new clients.
Yeni müşteriler için spor salonu üyeliklerinde özel bir tanıtım teklifi sunuyorlar.
Leksikal Ağaç
introductory
introduct
