to instill
01
yavaş yavaş öğretmek
to gradually establish an idea, feeling, etc. in someone's mind
Ditransitive: to instill a belief or attitude in sb
Örnekler
Parents aim to instill good manners in their children through consistent reminders and modeling polite behavior.
Ebeveynler, sürekli hatırlatmalar ve kibar davranışları örnekleyerek çocuklarına iyi davranışlar aşılamayı amaçlar.
Teachers work to instill a love for reading in students by introducing them to a variety of engaging books.
Öğretmenler, öğrencilere çeşitli ilgi çekici kitaplar tanıtarak onlara okuma sevgisini aşılamak için çalışır.
02
damla damla akıtmak
to pour something gradually and in small doses
Transitive: to instill a liquid into sth
Örnekler
The doctor instructed the patient to instill eye drops into each eye twice a day to reduce inflammation.
Doktor, hastaya iltihabı azaltmak için her göze günde iki kez göz damlası damlatmasını söyledi.
The gardener carefully instilled fertilizer into the soil around the plants to promote healthy growth.
Bahçıvan, sağlıklı büyümeyi teşvik etmek için bitkilerin etrafındaki toprağa dikkatlice gübre damlattı.
Leksikal Ağaç
instillation
instillator
instilling
instill



























