inspiring
01
ilham veren
producing feelings of motivation, enthusiasm, or admiration
Örnekler
Her journey of resilience and determination was truly inspiring to everyone who knew her.
Onun direnç ve kararlılık yolculuğu, onu tanıyan herkes için gerçekten ilham vericiydi.
The speech delivered by the activist was incredibly inspiring, motivating the audience to take action.
Aktivistin yaptığı konuşma inanılmaz derecede ilham vericiydi, dinleyicileri harekete geçmeye motive etti.
Inspiring
01
ilham, motivasyon
the act or process of motivating or encouraging someone to take action or feel positive
Örnekler
Her story of perseverance was an inspiring that moved everyone in the room.
Onun azim hikayesi, odadaki herkesi etkileyen bir ilham kaynağıydı.
The teacher's inspiring had a profound impact on his students' passion for learning.
Öğretmenin ilham verici olması, öğrencilerinin öğrenme tutkusu üzerinde derin bir etki yarattı.
Leksikal Ağaç
uninspiring
inspiring
inspire
