Inkling
01
seziş
a slight or vague idea or suspicion about something
Örnekler
Despite his denials, I had an inkling that he was involved in the prank.
İnkar etmesine rağmen, şakaya karıştığına dair bir his vardı içimde.
She had an inkling that her friend was planning a surprise party for her birthday.
Arkadaşının doğum günü için sürpriz bir parti planladığına dair bir hisi vardı.



























