informed
01
bilgili, haberdar
possessing knowledge or understanding about a particular topic
Örnekler
The informed consumer carefully considered product reviews and specifications before making a purchase decision.
Bilgili tüketici, bir satın alma kararı vermeden önce ürün incelemelerini ve özelliklerini dikkatlice değerlendirdi.
The informed voter researched each candidate's platform before casting their ballot in the election.
Bilgili seçmen, seçimde oy kullanmadan önce her adayın platformunu araştırdı.
02
bilgili, aydınlatılmış
having a decision or judgment based on a good understanding of the facts of a situation
Örnekler
Their decision was informed by extensive research.
Kararları kapsamlı araştırmalarla bilgilendirilmişti.
She made an informed choice before buying the car.
Araba satın almadan önce bilinçli bir seçim yaptı.
Leksikal Ağaç
uninformed
informed
formed
form
