indulgent
in
ˌɪn
in
dul
ˈdəl
del
gent
ʤənt
cent
British pronunciation
/ɪndˈʌld‍ʒənt/

"indulgent"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

indulgent
01

müsamahakâr

allowing others to enjoy pleasures or desires without strict judgment or criticism
indulgent definition and meaning
example
Örnekler
He was indulgent toward himself, often treating himself to luxury items.
Kendine karşı hoşgörülüydü, sık sık lüks eşyalar alarak kendini şımartırdı.
The indulgent chef created a lavish meal, with rich and decadent flavors.
Hoşgörülü şef, zengin ve şatafatlı lezzetlerle lüks bir yemek yarattı.
02

anlayışlı

having a positive attitude toward someone or something
example
Örnekler
She was an indulgent parent, often letting her children stay up late on weekends to watch movies.
O, hoşgörülü bir ebeveyndi, çocuklarının hafta sonları geç saatlere kadar film izlemesine sık sık izin verirdi.
The community was indulgent towards the eccentricities of its residents, embracing their quirks with warmth and acceptance.
Toplum, sakinlerinin tuhaflıklarına karşı hoşgörülü davrandı, onların özelliklerini sıcaklık ve kabulle karşıladı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store