aqueous
01
su ile ilgili
relating to, resembling, or composed of water
Örnekler
Her eyes had an almost aqueous shine to them, reflecting the light beautifully.
Gözlerinde neredeyse sulu bir parıltı vardı, ışığı güzelce yansıtıyordu.
Aqueous environments, like ponds and lakes, support a rich diversity of life.
Göller ve göletler gibi sulu ortamlar, zengin bir yaşam çeşitliliğini destekler.
02
su içeren
involving, or resulting from the action of water
Örnekler
Minerals can undergo aqueous dissolution when exposed to water, leading to the formation of caves.
Mineraller suya maruz kaldıklarında sulu çözünme yaşayabilir, bu da mağaraların oluşumuna yol açar.
Rain is an aqueous phenomenon, produced by the condensation of water in the atmosphere.
Yağmur, atmosferdeki suyun yoğunlaşmasıyla üretilen sulu bir fenomendir.
Leksikal Ağaç
subaqueous
aqueous
