to hold forth
[phrase form: hold]
01
uzun uzadıya konuşmak, nutuk çekmek
to talk at length about a topic, often in a manner that others might find uninteresting or boring
Örnekler
At the family gathering, Uncle Bob held forth about his extensive stamp collection, leaving everyone looking for an escape.
Aile toplantısında, Bob Amca, geniş pul koleksiyonu hakkında uzun uzun konuştu, herkesin bir kaçış aramasına neden oldu.
The professor held forth on the intricacies of quantum physics, losing most of the class within minutes.
Profesör, kuantum fiziğinin incelikleri hakkında uzun uzun konuştu ve birkaç dakika içinde sınıfın çoğunun ilgisini kaybetti.
