Growth
01
büyüme
the process of physical, mental, or emotional development
Örnekler
The child 's growth over the past year was remarkable; he had grown several inches taller.
Çocuğun geçen yılki büyümesi dikkat çekiciydi; birkaç santim daha uzamıştı.
Personal growth often involves stepping out of one's comfort zone to pursue new challenges.
Kişisel büyüme, genellikle yeni zorlukların peşinden gitmek için rahatlık alanından çıkmayı gerektirir.
02
büyüme
an increase in the amount, degree, importance, or size of something
Örnekler
The growth of the economy has been impressive this year.
Ekonominin büyümesi bu yıl etkileyici oldu.
There has been a rapid growth in online shopping.
Çevrimiçi alışverişte hızlı bir büyüme oldu.
03
büyüme, bitki örtüsü
vegetation that has grown
04
ortaya çıkma
the gradual beginning or coming forth
05
büyüme, yetiştirme
something grown or growing
06
büyüme, proliferasyon
(pathology) an abnormal proliferation of tissue (as in a tumor)
Leksikal Ağaç
ingrowth
overgrowth
regrowth
growth
grow
