grilled
01
ızgara yapılmış
having been cooked over direct heat, often on a grill, resulting in a charred or seared exterior
Örnekler
The grilled burgers were juicy and flavorful, with charred edges and a smoky aroma.
Izgara köfteler sulu ve lezzetliydi, yanık kenarları ve dumanlı bir aroması vardı.
She enjoyed the grilled vegetables, with caramelized edges and a hint of smokiness from the grill.
O, ızgaradan gelen hafif bir dumanlık ve karamelize kenarları olan ızgara sebzelerin tadını çıkardı.
02
ızgarada pişmiş, kızartılmış
cooked under very intense heat, typically under a broiler
Örnekler
She served grilled bacon alongside scrambled eggs.
O, çırpılmış yumurtaların yanında ızgarada pişirilmiş pastırma servis etti.
The recipe calls for grilled mackerel seasoned with herbs.
Tarif, otlarla tatlandırılmış ızgarada pişirilmiş uskumru gerektirir.
Leksikal Ağaç
grilled
grill



























