gregarious
Örnekler
Sarah is known for her gregarious nature, always making friends wherever she goes.
Sarah, sosyal doğasıyla tanınır, gittiği her yerde arkadaş edinir.
Despite being an introvert, he can be quite gregarious in social settings, enjoying lively conversations with others.
İçe dönük olmasına rağmen, sosyal ortamlarda oldukça sosyal olabilir, başkalarıyla canlı sohbetlerden keyif alır.
02
sürü halinde yaşayan
(of animals) tending to live, move, or gather in groups with others of the same kind
Örnekler
Horses are naturally gregarious and prefer to stay in herds.
Atlar doğal olarak sürü hayvanıdır ve sürüler halinde kalmayı tercih eder.
The gregarious nature of dolphins makes them easy to observe in pods.
Yunusların sürü halinde yaşayan doğası, onları sürüler halinde gözlemlemeyi kolaylaştırır.
03
(bitkiler) sık kümeler halinde büyüyen, (bitkiler) yoğun öbekler halinde yetişen
(of plants) growing close together in clusters
Örnekler
These wildflowers are gregarious, covering the field in thick patches.
Bu yabani çiçekler topluluk halinde büyüyen, tarlayı kalın yamalar halinde kaplar.
The gregarious growth of bamboo can quickly take over a garden.
Bambunun toplu büyümesi hızla bir bahçeyi ele geçirebilir.
Leksikal Ağaç
gregariously
gregariousness
nongregarious
gregarious
