to go past
[phrase form: go]
01
geçmek, yanından geçmek
to move beyond a specific location, object, or person
Örnekler
We 'll need to go past the store to reach the park.
Parka ulaşmak için mağazanın yanından geçmemiz gerekecek.
The bus will go past the school before reaching the bus stop.
Otobüs, otobüs durağına varmadan önce okulun önünden geçecek.
02
aşmak, geçmek
to exceed a particular standard, quality, or level, indicating that something is superior in comparison
Örnekler
The team 's dedication and hard work allowed them to go past their previous achievements.
Takımın adanmışlığı ve sıkı çalışması, önceki başarılarını aşmalarını sağladı.
Her performance in the competition went past our expectations.
Yarışmadaki performansı beklentilerimizi aştı.
