to fog up
[phrase form: fog]
01
buğulanmak, sislenmek
(of glass, mirrors, lenses, and other such surfaces) to become covered by fog
Örnekler
The bathroom mirror fogged up after a hot shower.
Banyo aynası sıcak bir duştan sonra buğulandı.
Her glasses often fog up when she enters a warm room from the cold outdoors.
Soğuk dışarıdan sıcak bir odaya girdiğinde gözlükleri genellikle buğulanır.
02
buğulanmak, sislenmek
to cover something with very small water droplets, resulting in a mist on its surface
Örnekler
A cold drink can cause the outside of the glass to fog up on a warm day.
Soğuk bir içecek, sıcak bir günde bardağın dışının buğulanmasına neden olabilir.
My breath makes the mirror fog up after a hot shower.
Sıcak bir duşun ardından nefesim aynayı buğulandırır.
