flaccid
01
gevşek, sarkık
drooping without elasticity; wanting in stiffness
02
iradesiz
lacking strength, often referring to muscles or tissues
Örnekler
The patient 's arm remained flaccid after the injury, unable to lift even the lightest of objects.
Hastanın kolu yaralanmadan sonra gevşek kaldı, en hafif nesneleri bile kaldıramadı.
Years of sedentary lifestyle had left his abdominal muscles flaccid and weak, unable to support proper posture.
Yıllarca süren hareketsiz yaşam tarzı, karın kaslarını gevşek ve zayıf bırakmış, doğru duruşu destekleyemez hale getirmişti.



























