Fever
01
ateş
a condition when the body temperature rises, usually when we are sick
Örnekler
A fever is one of the common symptoms of the flu.
Ateş, gribin yaygın semptomlarından biridir.
My sister was burning up with a fever in the middle of the night.
Kız kardeşim gecenin ortasında ateş içinde yanıyordu.
02
ateş, heyecan
intense nervous anticipation
to fever
01
alevlendirmek, körüklemek
to intensify or heighten a state, such as emotions or excitement, in somebody
Transitive: to fever a person or their senses
Örnekler
The intense emotions and stress of the situation fevered his mind, causing sleepless nights.
Durumun yoğun duyguları ve stresi zihnini ateşledi, uykusuz gecelere neden oldu.
His passionate speech fevered the crowd, igniting a call for action.
Tutkulu konuşması kalabalığı ateşledi, bir eylem çağrısını ateşledi.
Leksikal Ağaç
feverish
feverous
fever
