to fall away
[phrase form: fall]
01
azalmak, zayıflamak
to gradually lose intensity or strength
Intransitive
Örnekler
The excitement among the crowd began to fall away as the event dragged on.
Etkinlik uzadıkça kalabalıktaki heyecan azalmaya başladı.
As the storm moved away, the wind and rain started to fall away.
Fırtına uzaklaştıkça, rüzgar ve yağmur hafiflemeye başladı.
02
bozulmak, gerilemek
to deteriorate over time
Intransitive
Örnekler
The athlete 's performance started to fall away after a series of injuries.
Sporcunun performansı bir dizi sakatlıktan sonra düşmeye başladı.
As neglect set in, the old building began to fall away, showing signs of decay.
İhmal arttıkça, eski bina çürümeye başladı ve bozulma belirtileri gösterdi.
03
vazgeçmek, uzaklaşmak
to stop supporting a person or cause
Intransitive
Örnekler
Some members of the team began to fall away when the project faced challenges.
Proje zorluklarla karşılaştığında, ekibin bazı üyeleri desteklerini çekmeye başladı.
The public 's trust in the politician started to fall away after the scandal was exposed.
Skandal ortaya çıktıktan sonra halkın siyasetçiye olan güveni azalmaya başladı.
