Example
01
numune, örnek
a sample, showing what the rest of the data is typically like
Örnekler
This participant serves as an example of the elderly demographic.
Bu katılımcı, yaşlı nüfus demografisine bir örnek teşkil etmektedir.
The study included a diverse range of industries, with the manufacturing sector being a standout example.
Çalışma, çeşitli endüstrileri kapsıyordu ve imalat sektörü çarpıcı bir örnek olarak öne çıkıyordu.
02
örnek
a representative form or pattern
03
örnek, model
something to be imitated
04
örnek, ibret
punishment intended as a warning to others
05
alıştırma, örnek
a task performed or problem solved in order to develop skill or understanding
06
örnek
an occurrence of something
