equally
01
eşit boyutta
in a fair and even manner, without favoring one over the other
Örnekler
The siblings divided the candies equally between them.
Kardeşler şekerleri aralarında eşit bir şekilde paylaştılar.
During the game, each team member contributed equally to the victory.
Oyun sırasında, her takım üyesi zafer için eşit şekilde katkıda bulundu.
Örnekler
Both candidates are equally qualified for the position.
Her iki aday da pozisyon için eşit derecede nitelikli.
The students were equally responsible for completing the group project.
Öğrenciler grup projesini tamamlamak için eşit derecede sorumluydu.
03
aynı şekilde, eşit derecede
used to introduce another idea or statement carrying the same amount of significance to what has been said so far
Örnekler
We want our students to excel academically, but equally, we want them to develop strong social and emotional skills.
Öğrencilerimizin akademik olarak mükemmel olmalarını istiyoruz, ama aynı şekilde, güçlü sosyal ve duygusal beceriler geliştirmelerini de istiyoruz.
The restaurant is known for its delicious food and equally, for its excellent customer service.
Restoran, lezzetli yemekleri ve aynı şekilde mükemmel müşteri hizmeti ile tanınır.
Leksikal Ağaç
unequally
equally
equal
equ
