Enquiry
01
sorgulama, soruşturma
an act of asking questions to gather information, clarify doubts, or seek answers about a particular topic or issue
Örnekler
The teacher 's enquiry about the student's progress prompted a detailed discussion.
Öğretmenin öğrencinin ilerlemesi hakkındaki soruşturması ayrıntılı bir tartışmaya yol açtı.
His enquiry into the matter revealed some unexpected details.
Konuyla ilgili soruşturması bazı beklenmedik detayları ortaya çıkardı.
1.1
soruşturma
a formal investigation about a matter; typically important to the public
Örnekler
The government launched an enquiry into the causes of the economic crisis.
Hükümet, ekonomik krizin nedenlerini araştırmak için bir soruşturma başlattı.
The public demanded an enquiry into the allegations of corruption within the administration.
Kamuoyu, yönetim içindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin bir soruşturma talep etti.
02
soruşturma, araştırma
the act of seeking information or knowledge through questioning, exploration, or investigation
Örnekler
His enquiry into the origins of the universe led to groundbreaking discoveries.
Evrenin kökenleri hakkındaki soruşturması, çığır açan keşiflere yol açtı.
The scientist 's enquiry resulted in a deeper understanding of the natural world.
Bilim insanının soruşturması, doğal dünya hakkında daha derin bir anlayışa yol açtı.
