elegant
Örnekler
She wore an elegant gown to the gala, turning heads with her timeless beauty.
Gala için şık bir elbise giydi, zamansız güzelliğiyle herkesin dikkatini çekti.
The bride looked stunning in her elegant wedding dress, radiating grace and charm as she walked down the aisle.
Gelin, şık gelinliği içinde büyüleyici görünüyordu, koridordan yürürken zarafet ve çekicilik yayıyordu.
02
displaying effortless beauty and simplicity in movement or execution
Örnekler
His golf swing was elegant and smooth.
The dancer 's movements were elegant and fluid.
03
hoş
showing refined taste, sophistication, or intelligence
Örnekler
Her elegant arguments during the debate demonstrated her deep understanding of the topic.
Tartışma sırasındaki zarif argümanları, konuyu derinlemesine anladığını gösterdi.
The author 's elegant prose captivated readers with its clarity and insight.
Yazarın zarif nesri, netliği ve içgörüsüyle okuyucuları büyüledi.
04
zarif, şık
pleasingly simple and neat in design, form, or function
Örnekler
The app 's interface was elegant and intuitive.
The bridge 's elegant structure combined beauty and function.
Leksikal Ağaç
elegantly
inelegant
elegant
eleg
