eclectic
01
seçilmiş
containing what is best of various ideas, styles, methods, beliefs, etc.
Örnekler
Their restaurant had an eclectic ethnic menu that blended flavors from around the world.
Restoranlarının, dünyanın dört bir yanından lezzetleri harmanlayan eklektik bir etnik menüsü vardı.
His eclectic approach to problem-solving involved drawing from various fields of expertise.
Onun problem çözmedeki eklektik yaklaşımı, çeşitli uzmanlık alanlarından yararlanmayı içeriyordu.
Eclectic
01
bir eklektik, eklektik bir kişi
a person who draws ideas, styles, or preferences from a wide and varied range of sources rather than adhering to a single system
Örnekler
As an eclectic, she blended classical philosophy with modern psychology in her research.
Bir eklektik olarak, araştırmasında klasik felsefeyi modern psikolojiyle harmanladı.
The designer was an eclectic, pulling inspiration from vintage fashion, streetwear, and nature.
Tasarımcı, vintage modadan, sokak giyiminden ve doğadan ilham alan bir eklektik idi.
Leksikal Ağaç
eclectic
eclect



























