to drink in
[phrase form: drink]
01
derinlemesine keyfini çıkarmak, içine çekmek
to enjoy something deeply
Transitive: to drink in sth
Örnekler
Standing on the mountaintop, they drank in the breathtaking panoramic view.
Dağın zirvesinde durarak, nefes kesen panoramik manzarayı içiyorlardı.
The audience sat silently, drinking in the beautiful melody played by the orchestra.
Seyirci sessizce oturdu, orkestranın çaldığı güzel melodiyi içine çekerek dinledi.



























