to disable
01
etkisizleştirmek
to prevent someone or something from being able to perform a specific action or function
Transitive: to disable a function
Örnekler
Governments may disable specific services during times of crisis for public safety.
Hükümetler, kamu güvenliği için kriz zamanlarında belirli hizmetleri devre dışı bırakabilir.
Disabling a computer's firewall may expose it to potential cyber threats.
Bir bilgisayarın güvenlik duvarını devre dışı bırakmak, onu potansiyel siber tehditlere maruz bırakabilir.
02
engelli hale getirmek, sakatlamak
to impair or restrict someone's physical or mental abilities
Transitive: to disable a person or their abilities
Örnekler
The car accident disabled him for several months due to a severe leg injury.
Araba kazası, şiddetli bir bacak yaralanması nedeniyle onu birkaç ay boyunca engelli hale getirdi.
The stroke disabled her speech and left her with limited mobility on her right side.
Felç, konuşmasını engelledi ve sağ tarafında sınırlı hareket kabiliyeti bıraktı.
Leksikal Ağaç
disabled
disablement
disabling
disable
able



























