to die out
[phrase form: die]
01
nesli tükenmek, nadir bulunur hale gelmek
to completely disappear or cease to exist
Intransitive
Örnekler
Some endangered species are at risk of dying out due to habitat loss.
Bazı nesli tükenmekte olan türler, habitat kaybı nedeniyle yok olma riski altındadır.
Efforts are being made to prevent certain cultural traditions from dying out.
Bazı kültürel geleneklerin yok olmasını önlemek için çabalar sarf ediliyor.
02
sönmek, yavaş yavaş kaybolmak
to gradually fade away or subside
Intransitive
Örnekler
The fire in the fireplace began to die out as the last embers faded into darkness.
Şöminedeki ateş, son korlar karanlığa karışırken sönmeye başladı.
The popularity of the trend started to die out as newer fads emerged in the fashion industry.
Moda endüstrisinde yeni akımlar ortaya çıktıkça, trendin popülaritesi sönmeye başladı.



























