Density
01
yoğunluk, özkütle
(physics) the degree to which a substance is compacted, measured by dividing its mass by its volume
Örnekler
The density of water is approximately 1 gram per cubic centimeter ( g / cm³ ).
Suyun yoğunluğu yaklaşık olarak santimetre küp başına 1 gramdır (g/cm³).
Air has a much lower density compared to water, which is why objects float in water but fall through air.
Havanın, suya kıyasla çok daha düşük bir yoğunluğu vardır, bu yüzden nesneler suda yüzer ama havada düşer.
02
yoğunluk, sıklık
the spatial property of having elements packed closely together, typically expressed as the number of units per given area or volume
Örnekler
Urban planners analyze population density to determine where to build new transit lines.
Şehir planlamacıları, nüfus yoğunluğunu analiz ederek yeni ulaşım hatlarının nereye inşa edileceğini belirler.
The forest survey measured tree density at 550 specimens per hectare.
Orman araştırması, ağaç yoğunluğunu hektar başına 550 örnek olarak ölçtü.
03
ışık yoğunluğu
the degree to which light is blocked or absorbed by a photographic filter or film, usually measured in stops or optical density units
Örnekler
The photographer adjusted the filter density to reduce glare.
The technician calibrated the density of the photographic plate.
