to decompress
01
rahatlamak, stres atmak
to relax and release tension, especially after a period of stress or pressure
Intransitive
Örnekler
After a challenging day, she needs time to decompress and relax.
Zorlu bir günün ardından, rahatlamak ve gevşemek için zamana ihtiyacı var.
Taking a short break helps employees decompress during the workday.
Kısa bir mola almak, çalışanların iş günü boyunca rahatlamasına yardımcı olur.
02
basıncı azaltmak, rahatlatmak
to release or lessen the pressure applied to something
Transitive: to decompress the pressure on something
Örnekler
The surgeon carefully decompressed the nerve to reduce pain.
Cerrah, ağrıyı azaltmak için siniri dikkatlice dekomprese etti.
She used a special pillow to decompress her spine while sleeping.
Uyurken omurgasını rahatlatmak için özel bir yastık kullandı.
03
açmak, genişletmek
to convert data back to its original size and format after being compressed
Transitive: to decompress digital data or files
Örnekler
The program automatically decompresses the file when you open it.
Program, dosyayı açtığınızda otomatik olarak açılır.
The software can decompress large files in seconds.
Yazılım, büyük dosyaları saniyeler içinde açabilir.
Leksikal Ağaç
decompress
compress
