to converse
01
sohbet etmek
to engage in a conversation with someone
Intransitive
Örnekler
During the event, people gathered to converse about various topics of interest.
Etkinlik sırasında, insanlar çeşitli ilgi çekici konular hakkında konuşmak için bir araya geldi.
They sat in the park, enjoying the warm weather while casually conversing about their lives.
Parkta oturdular, sıcak havayı tadarken hayatları hakkında rahatça sohbet ettiler.
Converse
01
konuşma, karşıt önerme
a proposition obtained by conversion
02
tersi, zıt
something that is the opposite or reverse of another
Örnekler
Success is often the converse of failure.
Başarı genellikle başarısızlığın tersidir.
His argument was the converse of what we had expected.
Onun argümanı beklediğimizin tersiydi.
converse
01
ters
of words so related that one reverses the relation denoted by the other
02
ters, zıt
turned about in order or relation
Leksikal Ağaç
conversance
conversant
conversation
converse
