Ara
Confluence
01
birleşim, kavuşum
the act or process of several elements or streams coming together and merging into one
Example
The confluence of ideas from different disciplines led to a breakthrough in medical research.
Farklı disiplinlerden gelen fikirlerin birleşimi, tıbbi araştırmalarda bir atılıma yol açtı.
The city grew at the confluence of two major highways, becoming a hub of transportation.
Şehir, iki ana karayolunun birleşiminde büyüyerek bir ulaşım merkezi haline geldi.
02
izdiham
a gathering of people or individuals
Example
There was a large confluence of supporters at the rally.
Mitingde büyük bir topluluk vardı.
Police monitored the confluence of demonstrators gathering in the city center.
Polis, şehir merkezinde toplanan demonstratörlerin birliğini izledi.
03
kavşak, birleşim yeri
a place where things merge or flow together (especially rivers)
Yakın Kelimeler
