Complaint
01
yakınma
a typically minor health issue or condition for which one seeks medical assistance
Örnekler
She visited the doctor for her persistent stomach complaint.
Kalıcı mide şikayeti için doktora gitti.
His frequent headaches were a longstanding complaint that he wanted to address.
Sık sık baş ağrıları, ele almak istediği uzun süredir devam eden bir şikayet idi.
02
şikayet
a statement that conveys one's dissatisfaction
Örnekler
After receiving the wrong order at the restaurant, she decided to file a complaint with the manager to express her dissatisfaction.
Restoranda yanlış sipariş aldıktan sonra, memnuniyetsizliğini ifade etmek için müdüre bir şikayet dilekçesi vermeye karar verdi.
The customer submitted a formal complaint about the poor service she experienced during her recent visit to the store.
Müşteri, mağazaya yaptığı son ziyareti sırasında yaşadığı kötü hizmet hakkında resmi bir şikayet sundu.
03
şikayet, inilti
(formerly) a loud cry (or repeated cries) of pain or rage or sorrow
04
şikayet, dava
(civil law) the first pleading of the plaintiff setting out the facts on which the claim for relief is based
05
şikayet, dava
(criminal law) a pleading describing some wrong or offense
