to come up to
[phrase form: come]
01
yaklaşmak, gitmek
to have a conversation with someone
Örnekler
I saw my colleague working alone, so I decided to come up to her and discuss the project.
Meslektaşımı yalnız çalışırken gördüm, bu yüzden projeyi tartışmak için yanına gitmeye karar verdim.
During the party, do n't hesitate to come up to new people and introduce yourself.
Parti sırasında, yeni insanlara yaklaşmaktan ve kendinizi tanıtmaktan çekinmeyin.
02
yaklaşmak, gelmek
to approach or move toward a particular location or person
Örnekler
Please come up to the front of the room to receive your award.
Lütfen ödülünüzü almak için odanın önüne gelin.
As the train pulled into the station, I signaled for my friend to come up to the platform.
Tren istasyona girerken, arkadaşıma perona yaklaşması için işaret ettim.
