to come by
[phrase form: come]
01
uğramak
to visit or stop by a place for a brief period
Dialect
American
AmericanTransitive: to come by a place
Örnekler
Feel free to come by my office if you have any questions.
Herhangi bir sorunuz varsa ofisime uğramaktan çekinmeyin.
We'll come by your house later to drop off the package.
Paketi bırakmak için daha sonra evinize uğrayacağız.
02
elde etmek, edinmek
to gain possession of something
Transitive: to come by sth
Örnekler
I managed to come by a ticket to the sold-out concert.
Tükenen konser için bir bilet elde etmeyi başardım.
Can you come by some extra paint for the art project?
Sanat projesi için biraz fazla boya bulabilir misin?
03
rastgele karşılaşmak, tesadüfen bulmak
to happen upon or encounter something unexpectedly
Transitive: to come by sth
Örnekler
I came by a beautiful park while exploring the city.
Şehri keşfederken güzel bir parka rastladım.
She came by an old photograph in a box of forgotten belongings.
O, unutulmuş eşyaların olduğu bir kutuda eski bir fotoğrafa rastladı.
04
başa çıkmak, idare etmek
to manage or cope with a situation or circumstance
Intransitive
Örnekler
How does she come by living in such a chaotic environment?
Böyle kaotik bir ortamda yaşamayı nasıl başarıyor?
They were able to come by despite the challenging circumstances.
Zorlu koşullara rağmen baş edebildiler.
come by
01
Geç, Dolaş
used to instruct a sheepdog to circle clockwise around a group of livestock and bring them closer to the handler
Örnekler
Come by, Rex! We need to gather the sheep for shearing.
Buraya gel, Rex! Koyunları kırkım için toplamamız gerekiyor.
Come by, Daisy! Keep the sheep moving towards the pen.
Come by, Daisy! Koyunları ağıla doğru hareket ettirmeye devam et.
