Coffin
01
tabut, sanduka
a long, narrow box, typically made of wood, in which a dead body is buried or cremated
Örnekler
The mourners gathered around the coffin to pay their respects.
Yas tutanlar, saygılarını sunmak için tabut etrafında toplandı.
The coffin was lowered into the grave during the ceremony.
Tabut, tören sırasında mezara indirildi.
to coffin
01
tabuta koymak, tabuta yerleştirmek
to enclose or place something within a coffin
Örnekler
The undertaker coffined the body with great care before the funeral.
Cenazeci, cenaze töreninden önce cesedi büyük bir özenle tabutladı.
The ancient king was coffined in a lavishly decorated sarcophagus.
Eski kral, şatafatlı bir şekilde dekore edilmiş bir lahit içine tabutlandı.
