to clue in
[phrase form: clue]
01
bilgilendirmek, haberdar etmek
to provide someone with information and make them aware of something
Transitive: to clue in sb on a situation or event | to clue in sb about a situation or event
Örnekler
The manager clued in the team about the unexpected changes to the project timeline.
Yönetici, proje zaman çizelgesindeki beklenmedik değişiklikler konusunda ekibini bilgilendirdi.
I decided to clue in my friend about the surprise birthday party we were planning for her.
Arkadaşıma onun için planladığımız sürpriz doğum günü partisi hakkında bilgi vermeye karar verdim.
