circle
circ
sɜrk
sırk
le
le
British pronunciation
/ˈsɜːkəl/

"circle"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Circle
01

daire

a completely round, plain shape
Wiki
circle definition and meaning
example
Örnekler
She used a compass to draw a small circle on the map.
Haritada küçük bir daire çizmek için pusula kullandı.
The children drew a circle on the paper during art class.
Çocuklar sanat dersinde kağıda bir daire çizdiler.
02

çevre, grup

an unofficial association of people or groups
circle definition and meaning
03

kavşak, döner kavşak

a circular intersection where multiple roads meet
circle definition and meaning
example
Örnekler
She entered the circle and took the third exit.
O, kavşağa girdi ve üçüncü çıkışı aldı.
The new circle reduced traffic congestion at the intersection.
Yeni kavşak, kavşaktaki trafik sıkışıklığını azalttı.
04

daire, yuvarlak

something approximating the shape of a circle
05

tur, devre

movement once around a course
06

daire, halka

having consequence
07

daire, disk

any circular or rotating mechanism
08

balkon sandalyelerinin sırası (tiyatro)

a curved upper floor in a theater or opera house where there are seats for the audience
Dialectbritish flagBritish
09

daire, çember

street names for flunitrazepan
to circle
01

etrafını çevirmek, kuşatmak

to form a rounded shape around something
Transitive: to circle sb/sth
to circle definition and meaning
example
Örnekler
They circled the table, waiting for the meeting to begin.
Toplantının başlamasını beklerken masanın etrafını çevrelediler.
The hikers circled the campfire, enjoying the warmth and light.
Yürüyüşçüler, kamp ateşinin etrafını çevreledi, sıcaklığın ve ışığın tadını çıkarıyorlardı.
02

etrafında dönmek, çevresini dolaşmak

to travel or move around something in a circular path or route
Transitive: to circle an area
example
Örnekler
They decided to circle the park before heading home.
Eve gitmeden önce parkın etrafında dolaşmaya karar verdiler.
The ship circled the island to explore its coastline.
Gemi, kıyı şeridini keşfetmek için adanın etrafını dolaştı.
03

daire çizmek, etrafında dönmek

to move in a circular path or follow a curved route that forms a circle
Intransitive: to circle above sth | to circle around sth
example
Örnekler
The eagle circled above the field, searching for prey.
Kartal, avını aramak için tarlanın üzerinde daireler çizdi.
The dancers circled around the stage, moving gracefully to the music.
Dansçılar sahnenin etrafında dönüyordu, müziğe zarif bir şekilde hareket ediyorlardı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store