to chortle
01
kıkırdamak, kısık sesle gülmek
to laugh in a quiet, partly restrained way, often showing amusement or delight
Intransitive
Örnekler
He chortled softly at the joke.
O, şakaya karşı yumuşak bir şekilde kıkırdadı.
She chortled when she saw the puppy's clumsy leap.
O, yavrunun sakar sıçrayışını görünce kıkırdadı.
Chortle
01
kısık kahkaha, bastırılmış gülüş
a muffled or partly suppressed laugh, usually expressing mild amusement
Örnekler
A chortle escaped her as she read the text message.
Mesajı okurken bir kıkırdama kaçırdı.
His chortle could be heard from across the room.
Onun kısık kahkahası odanın diğer tarafından duyulabiliyordu.



























