to cavort
01
hoplayıp sıçramak
to prance or frolic around in a lively and playful manner
Örnekler
The children cavort around the playground, their laughter filling the air as they chase each other.
Çocuklar oyun alanında hareketli bir şekilde oynayarak koşuşturuyor, birbirlerini kovalarken kahkahaları havayı dolduruyor.
Last summer, we cavorted on the beach, building sandcastles and playing volleyball until sunset.
Geçen yaz, sahilde şımarıkça oynadık, kumdan kaleler inşa ettik ve gün batımına kadar voleybol oynadık.



























